Diş Hekimliğinde Florür: Güncel Yaklaşım
Son yıllarda florürün ağız ve diş sağlığı için kullanımında bazı değişiklikler ve aynı zamanda sansasyonlar oldu. Okullarda çocuklara ücretsiz flor uygulamaları önerilirken florür içermemesiyle öne çıkan ağız bakım ürünleri de piyasaya sürüldü. Bu karmaşadan çıkmak üzere florüre ve etkilerine yakından bakalım.
Florür doğada hemen her yerde mevcut. Mesela okyanusta, her gün birçoğumuzun keyifle içtiği çayda, deniz ürünlerinde az miktarda bulunuyor. Bununla birlikte bazı maden işletmelerinin kimyasal atık havuzlarında da yüksek oranda olduğunu görüyoruz. Flor bir element, çok çabuk bağ kuruyor, hemen her zaman florür olarak bulunuyor.
Böylesine çeşitli yerlerde bulunan florür diş minesine bağlandığında aside karşı direncini artırmakta, hatta mikroskobik boyuttaki defektlerin tamirini desteklemekte, fakat fazla alındığında sistemik etkilerinden başka diş minesinin yapısını da bozmakta… Kontrol mekanizması iyi işleyen gelişmiş ülkelerin birçoğunda uzun yıllardan beri içme sularına eklenerek toplum ağız sağlığının gelişmesine çalışıldı. Birçok ülkede olduğu gibi bizde de yüksek çürük risk grubundaki çocuklara tablet olarak verildi, lokal uygulamalar yapıldı ve florürlü ağız bakım ürünleri kullanıldı.
Son yıllarda sistemik yolla alınan florürün en çok böbreklerde ve daha sonra beyin-omurilik sıvısında birikmeye başladığı, daha doğrusu buralardan atılımının yavaş olduğu ve özellikle böbrekleri yorduğu biliniyor. Lakin bir diğer hesaba katılması gereken bilgi, florürün, ne yolla alınmış olursa olsun uzun vadede dişlerden çözündüğü. Yani geçmiş yıllarda kontrollü olarak en yoğun etkiyi almak üzere çocuklara verdiğimiz flor tabletleri bile onları birkaç yıla kadar korudu, diş minelerini yeniden florüre doyurmak gerek.
Tüm bunlar değerlendirildiğinde, ihtiyaç duyduğumuz ancak sistemik yolla almaktan kaçınacağımız floru almak için en uygun yol lokal uygulamalardır. Florürlü diş macunları ve ağız bakım suları kullanılması, yüksek çürük risk grubunda iseniz diş hekimi tarafından dişlere yoğun florür uygulamaları yapılması en uygunudur. 6 yaşından büyük çocuklarınıza okullarda florür uygulanmasından ise çekinmeyin. Daha küçük çocuklarda tüm florürün yutulması riskine karşı klinikte uygulama yapmak daha güvenlidir.